Yaratmak, gerçek insana ve
gerçek olma çabasındaki insancıklara mahsustur ki insan yarattıklarıyla varolur.
Çünkü insan önce beyniyle düşünce yaratır, yarattığı düşünceyi yine beyin onaylar
ve cesaret ederse eyleme dönüştürür. Serkan Özkaya örneğinde bu cesareti
çok net görebiliyoruz. Uydurma,
sahte, sun'i olmayan; canlı, geniş, renkli, derin ve sade bir anlatımla kimi
zaman. Bu lisanın içinde, hayatın bütün unsurları vardır. Sanatçı sanatında
başka şahsiyet, konuşurken veya kavga ederken başka şahsiyet değildiri
düşünsel, ideolojik anlamda da doğrular niteliktedir.
Nedir bu işin kriteri gerçekten?
‘’İyi’’ sanatı; iyi müzik ya da iyi resmi ayırt edebildiğimiz açıklıkta
kriterlerle ayırt edebilir miyiz ki, Serkan Özkaya abartılmış ya da
abartılmamış bir sanatçı olsun. Bu işin bir ucunda matematik bulunur. Hiç bir
matematikçi kalkıp da euler abartılmış bir matematikçiydi, diye ortaya atılamaz
sanırım. Atılamaz çünkü, kriter o kadar açık ki matematiksel disiplinlerde, ya
adamın intihal yaptığını ispat edeceksin ki öylesi zaten pek olası değil ya da
tüm sonuçlarını bir bir çürütmelisin ki, bu da ancak şizofrenik bir girişim
olarak kalmaya mahkumdur. Bu işin ideali matematiksel disiplinler olduğundan,
sanat için ne tür kriterler geliştirilebilir ki, bir işin iyi ya da kötü iş
olduğu kabul edilebilsin..
Farklı olmak sanatlar için bence her zaman geçer
akçe değildir... Kendine özgü olmakla, ben hiç kimselere benzemem abi diyerek
uçuk kaçık olmak çok farklı şeylerdir... Gerçek sanatçı, eserlerine bir imza
gibi işler.. Bu bakımdan, Serkan Özkaya ne kadar dev ya da sıradan bir sanatçı
pek bir şey diyemeyeceğim ama bence kendine özgü bir sanatçı olduğu, ve böyle
olurken de ben kimselere benzemem abi uçuk kaçık yapmacıklığında da olmadığı
bana doğru gibi geldi...
Kendine özgü olamayan o kadar çok sanatçı var ki günümüzde.
Serkan Özkaya böyle bir sanatçı mıdır? -bence değildir derim... İşlerinde çok
kendine özgü bir renk ve stil var. Bazı işleri nerdeyse bir heykel gibiyken, bazı işlerinin de şekildeki estetikten uzak olduğu doğru olabilir...
Serkan Özkaya’nın
kavramsal sanatında kendine özgü bir ses olduğunu kabul edebiliriz..
-Mona lisa 1996
-Dia
-Davut Heykeli
-Küçük sik
-Bana onun kellesini getirin
-İşe yarar adam
-Esinti
-Golden Boy
-Gülen bust
-Pastacı yamağı
-Dünyanın tüm işçileri
-Yavaşlık ve Hafiflik Workshop
2008
Kitapları
- 'Bugün Tarihi Öneme Sahip Bir Gün Olabilirdi
- Sanatta Deha ve Yaratıcılık 2000
- Göründüğü Gibi Değil! Açıklayabilirim 2003),
- En Hakiki Öz Kopyalar Sergisi Tartışmaları
- Charles Esche’nin Mütevazı Öneriler
- the rise and the fall and the rise of david
- Serbest Vuruş / Hayır, Hayır, Olmuyor, Yapamıyorum! Halil Altındere,
Serkan Özkaya İle Söyleşiyor (Ciltli)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder