8 Haziran 2012 Cuma

'' ne yaparsan yap buradayım '' ATILKUNST

           Bize dayatılan sistemin kendilerini her geçen gün daha derine ittiğinin çok farkında olan üç kadın ATILKUNST. Kendi kendine yeten yaşam biçimi oluşturmak mümkün mü? Sorusu yola çıkışları. An an, gün gün, ay ay, yıl yıl yapılanlar hangi kavramlar altında, hangi araçlar kullanılarak yapıldığı kaydedilmeli ki, tekrarlanması durumunda aynı sonuca ulaşılsın ve bir manifesto oluşturulabilsin sorgulamasını yapmaya devam ediyorlar.

          “Benim için sadece çılgın olanlar adamdır, yaşamaya çılgın, konuşmaya çılgın, kurtarılmaya çılgın, aynı zamanda herşeyi arzulayan, hiç bir zaman ağzını bir karış açmayan veya sıradan bir şey söylemeyen, ama yanan, yanan, muhteşem Romalı bir meşale gibi yanan, yıldızlara yayılmıs örümcekler gibi yanan ve tam ortasında merkezdeki mavi ışığn patladığını görürsün ve herkes ovvvv! diye kopar…”Jack Kerouac 1957 yılında Yolda adlı bir solukta yazılmış romanında işte bu çılgın insanları anlatır… Gülçin AKSOY, Yasemin Nur TOKSOY, Gözde İLKİN, diyebileceğimi düşündüm bu insanlara örnek.

            Toplumsal düzenin karşısında yaşayan, eğlenmeyi, kavga etmeyi, terlemeyi seven, dağınık, asiler... Kültürel, politik, bireysel, her ne formda olursa olsun ‘isyan’ etmek çağın çılgınlarının işi deyip, neye isyan ettiklerini ise çağın gerçeklikleriyle belirliyorlar. Beton yığınları, izolasyon, yabancılaşma, şehirleşme, medya, turizm, eğlence ve popüler kültür, müze ve galerilerde sanat, günbatımında aşk, sadece sandıklarda demokrasi, tüketim ve tüketim… aşırı tüketim…

            Herkesin herşeyi, herkesin herkesle aynı şeyi tükettiği, herkesin herşeyi herkesle hep birlikte tükettiği, herkesin herkesi tükettiği bir devrede, bir çağda ; Usul usul, sesimizi çıkartmadan yaşıyoruz demiyorlar. Herkes nasıl yaşıyorsa bizde öyle yaşıyoruz demiyorlar. Bir dil, bir söylem inşa etme zamanı geldi dediler., Ve bilgisayarlarla tanıştığımız, laptoplara alıştığımız, netbookları taşıdığımız, iphone'larla konuştuğumuz bir devreyi en akılcı bir yolla değerlendirip hiç durmadan konuştular, konuşuyorlar. Cep telefonu ile, sms ile, emaille, facebook ile ne kadar konuşursak konuşalım, konuşulacak şeyleri biriktirelim derdindeler. Yollara bakmayın boşuna onlar şehirdeler. Sokaklara bakın, sokaklara deyip sokaklara bile çıkıyorlar. Bilgi çağında, bilgiyi ürettiğimiz, tükettiğimiz, geceleri derin dondurucuda sakladığımız, kahvaltıda blackberry'mizden aldığımız, arabamızda gps’imizden billboardlardan takip ettiğimiz, işyerinde internetten, evde tv den bilgisayardan, her an her şeyden haberdar olduğumuz düşüncesi temelinde şekillenir ATILKUNST.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder